Ankara meditasyon daha iyi ve mutlu olmak için başvurabileceğiniz hizmetler arasındadır. Tüm Ankara bölgesinden ulaşabileceğiniz meditasyon hizmetleri sayesinde hayatınızı iyileştirmek, duygularınızı dışarıdan izleyerek, onlara aşırı şekilde kapılmadan tadını çıkarmak için meditasyon en iyi seçeneklerden biridir. Meditasyon hakkında bir şeyler öğrenmek istediğiniz zaman bir sürü çeşidi ve birçok tekniği ile karşılaşıyorsunuz. Çeşitliği ne kadar fazla olursa olsun meditasyonun özü bir olarak görülür.
Zihninizin ne durumda? Sürekli aklınıza geçmiş, gündelik olaylar veya gelecekle ilgili olabilecek şeyleri gösteren görüntüler mi geliyor? Markette neler alacağınızı düşünürken bir anda eski sevgilinizi mi hatırlıyorsunuz? Sürekli odağınız farklı şeylere mi kayıyor? Geçmişten gelen veya yeni oluşmuş travmalarınız mı var? Tüm bu ve daha birçok sorununuz meditasyon ile daha iyi bir hal alabilir.
Meditasyon Nedir?
Meditasyon derin düşünme anlamına gelir ve zihnen düşünememe yani daha da açmak gerekirse zihni düşüncelerden arındırmak, anı yakalamaktır. Zihin içerisinde düşünceler söz konusu olmadığında bu bilinç durumunda ne gelecek ne de geçmiş vardır.
Meditasyon, zihni rahatlatma amacıyla bir mantra veya belirli bir konu üzerinde konsantre olmak veya deniz kıyısında olduğunu hayal etmek tarzında hayal etme tekniği değildir. Bunlardan çok daha derindir ve başka bir deyişle tarif edilemez. Bu nedenle insanların tüm sorunlarından uzaklaşması açısından herkesin tatması gereken bir durumdur.
Meditasyon Nasıl Yapılır?
Meditasyon kişilerin kendisini daha sağlıklı, mutlu hissetmesi, iş ve özel hayatında daha başarılı olmak istemesi gibi birçok durumda bir profesyonel eşliğinde yapılmaktadır. Gerçek meditasyon tekniklerini uygulamak ve daha avantajlı şekilde yararlanmak için teknikleri öğrenmek gerekir. Meditasyon programı, meditasyon giriş çalışmasıyla başlar ve her yaştan herkes için uygun bir uygulamadır.
Doğru nefes alarak solunum sisteminizi tam anlamıyla kullanmaya başlamış olursunuz ve bu durumda vücuda giren oksijen miktarı da artar. Bu sayede enerjiniz de artmaya başlar ve daha iyi hissetmeye başlarsınız bu nedenle meditasyon çalışmalarında doğru nefes almak, düşüncelerinizi anlamak için bir profesyonel ile çalışmanız gerekebilir.
Neden Meditasyon Yapılmalıdır?
Doğru nefes almayı öğrenmek ve meditasyon ile birleştirerek daha güzel bir yaşam biçimi kazanmak son senelerde oldukça popüler hale gelmiş olan bireysel bir terapi yöntemidir. Eğer doğru nefes almayı bilirseniz, ilave olarak da meditasyon yardımı ile bazı nefes tekniklerini öğrenirseniz, solunum sisteminizin tüm potansiyelini ortaya çıkarabileceğiniz ve daha iyi fiziksel ve duygusal esinliğe kavuşabilirsiniz.
Meditasyon ile;
- Enerji seviyeniz artar ve solunum sisteminiz güçlenir.
- Sinir sisteminizi rahatlatır ve iyileştirir.
- Zihninizi netleştirir ve konsantrasyonu geliştirir.
- Huzurlu bir zihin yapısı ile beraber aha iyi benlik saygısı ve mutluluk sağlamaktadır.
- Hafızayı güçlendirerek hayattaki zorlukları soğuk kanla karşılama gücü verir.
- Potansiyelinizin tamamen ortaya çıkmasına izin verir.
- Daha kolay kararlar vermenizi sağlayarak uyku kalitenizi arttırır.
Meditasyonun Fiziksel Etkileri Nelerdir?
Düşünme ve etrafınızı saran çevreye cevap veya tepki verme biçimleri tamamen zihin tarafından belirlenir. Kan basıncınızdan hormon üretimine kadar ve bu hormonların kandaki seviyelerinde ve stres karşısında verilen tepkilere kadar her şey zihnin durumuna bağlıdır. Bu nedenle meditasyon yapmak zihni rahatlattığı için fiziksel olarak da olumlu etki eder ve hatta yaşlanmayı geciktirdiği de bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Ankara Meditasyon Merkezi
Ankara meditasyon merkezi meditasyon eğitimi alabileceğiniz bir yerdir. Meditasyon, bilimsel bir zihni dinlendirme tekniği ve derin bir şifa uygulamasıdır. Meditasyon kesinlikle inanç sistemi değildir ve düzenli şekilde meditasyon yapmak birçok fayda sağlar. Gün içerisinde yarım saat meditasyon yapmak, tüm gece uyumaktan çok daha fazla bir psikolojik dinlenme sağlar ve düzenli olarak meditasyon yaptığınızda zindeliğinizin, enerjinizin ve yaratıcılığınızın her geçen gün arttığını görebileceksiniz.
Tıpkı yoga gibi meditasyon uygulamaları da giderek popülerleşen ve faydaları konuşulan bir pratiktir. Zihni odaklayarak beyninizde dolaşan düşünceleri kontrol etme ve yönlendirme alışkanlığı olan meditasyonu, başarılarıyla tüm dünyanın yakından tanıdığı birçok profesyonel bu çalışmaları sıklıkla öneriyor.
Hepinizin zihnini boşaltmaya, kısa bir süre olsa da düşüncelerden uzaklaşmaya ihtiyacı var. Olayları objektif bir şekilde yorumlamak için onlara dışarıdan bakmak şarttır. Fakat bu hayat kargaşası içerisinde her zaman mümkün olmayabilmektedir. Zaman zaman yoğunluğa kapılarak kendinizi unutabilirsiniz. Daha sağlıklı kararları alabilmek ve kıskançlık, öfke gibi istenmeyen duygulara yol verebilmek için yapabileceğiniz meditasyon uygulamaları pratik bir şekilde farkındalığınızı arttıran durumlar arasında görülüyor.
Hizmetlerimiz
Sarkaç, enerjisel olarak fark edilmeyen frekansların dünyevi olarak anlayabileceğimiz şekilde aktarılmasına yardımcı olur. Enerjiyi düzenleme, depolama, negatif enerjiyi boşaltma kapasiteleri genellikle çok yüksektir. Frekanslarını ise, kişiler neye ihtiyaç duyuyorsa, o bölgeye doğru yönlendirirler.
Sarkaç (Pandül) Hangi Alanlarda Kullanılır?
- Hastalıkları Tespit Etmek
Enerji istasyonlarımız olan çakralarımızın döngüsündeki sorunlar hastalıklara yol açar. Bedenimizin çeşitli bölgelerinde pandül çalışması yaparak enerji blokajlarını, dengesizlikleri, dolayısıyla hastalıkları tespit etmemiz mümkün olabilir.
- Bir Mekandaki Negatif Enerjileri Tespit Etmek
Sarkaç kullanımı ile bir mekanın enerjisi kontrol edilip temizlenebilir.
- Çakranın Dengede Olup Olmadığını Tespit Etmek ve Dengelemek
Herhangi bir çakramızda tıkanıklık olup olmadığını anlamanın basit yöntemlerinden biri pandül (sarkaç) kullanımıdır.
Yaratıcı drama, çocuklarda ve yetişkinlerde iletişim, özgüven, çevresine uyum sağlama ve kendini daha iyi ifade etme gibi önemli katkıları oyun ve doğaçlama ile sağlar.
Yaratıcı dramanın kullanıldığı alana yönelik amaç doğrultusunda kazanımları olduğu gibi, her uygulamada kendiliğinden oluşan faydaları vardır.
Yaratıcı Dramanın Faydaları
- Yaratıcı drama, oyunsu süreçler ve teknikler ile kişilerde merak ve ilgi oluşturarak sürece kendiliğinden katılmalarını, süreçte kalmalarını ve süreçten haz almalarını sağlar,
- Yaratıcı drama süreçlerinde yargıların olmaması, kişide güven ve rahatlık duygusu yaratırken, ilerleyen süreçte kendini daha rahat ifade edebilmesini sağlar.
- Yaratıcı drama, kişilerin farklı kimliklere girerek, birbirleri ile etkileşim içinde olmasını sağlar. Bu etkileşim sürecinde kişiler, kendi girdiği rol ve etkileşimde bulunduğu diğer rollerle empati kurmaya çalışır.
- Yaratıcı drama, soyut ya da somut her şeyi roller üzerinden kişileştirebilir. Böylelikle, rolüne girdiği kişiyi, duyguyu, düşünceyi, bilgiyi, kavramı, nesneyi, yeri… ve diğer kişileştirilmiş rollerle olan ilişkilerini tanıma, inceleme anlamlandırabilme imkanı bulur.
- Yaratıcı drama, kişilerin kendilerini sözel ve bedensel ifade etmelerine ortam sağlar.
- Yaratıcı drama, kişilerin süreç içinde farklı duyguları tanımalarını ve sebeplerini fark edecekleri ortamlar yaratır.
- Yaratıcı drama, kişilerin kendi yaşantısal süreçlerini kullanmalarına ve yaşamı deneyimlemelerine imkan sağlar.
- Yaratıcı drama, kişilerin oluşturdukları kurgular içinde yer alan karşıtlıklar ve çatışma anlarında düşünme becerilerini kullanmalarını, dolayısıyla bireyin zihinsel gelişimine ortam sağlar.
Transaksiyonel analiz (TA), bir diğer deyişle işlemsel çözümleme yaklaşımı; kişisel olarak gelişmeyi, değişimi sağlamak amacıyla kullanılan sistematik bir psikoterapi ve kişilik kuramıdır.
Günümüzde transaksiyonel analizden, bir kişilik kuramı, iletişim kuramı ve psikoterapi kuramı olarak yararlanılmaktadır.
TA, bir kişilik kuramı olarak psikolojik yapımızın nasıl olduğunu ortaya koyar. Psikolojik yapımızı ortaya koyarken “ego durumları” olarak bilinen bir modelden yararlanır.
İnsanların günlük yaşamlarında kurdukları iletişimin analiz edilmesinde bir yöntem olarak TA’dan yararlanılabilir. Bu bizlere hem kendimizi hem de iletişim kurduğumuz kişileri yeni bir bakış açısıyla derinlemesine analiz etme olanağı sunar.
TA, iş hayatında yaşanan olumsuzluklar, kendini tekrar eden olaylar, ikili ilişkilerde yaşanan çatışmalar gibi birçok günlük yaşam problemlerinin çözümünde ve her tür psikolojik bozukluğun tedavisinde gerek bireylerle, gerek gruplarla uygulanabilir bir terapi modeli olarak da karşımıza çıkar.
TA belli felsefi varsayımlara dayanmaktadır. Bu varsayımlar;
- İnsanlar OKEY’dir.
- Herkesin düşünme kapasitesi vardır.
- Yaşamında ne olacağına herkes kendi karar verir.
İnsanlar OKEY’dir:
Sen, ben, o kısaca hepimiz türlü özelliklerle birbirimizden farklıyız. Fiziksel özelliklerimizle, olaylara verdiğimiz tepkilerle, düşünme biçimimizle, tercihlerimizle, becerilerimizle birbirimizden ayrılırız. Ancak ortak bir kabulle diyebiliriz ki; herkes eşittir. Herkesin eşit olduğunu kabul ederiz fakat herkese aynı davranmayız. Herkesin varlığına kabul veririz. Bu kabul durumunda olmak insanlar OKEY demektir.
Herkesin düşünme kapasitesi vardır:
Beyin hasarı olan insanlar hariç herkes çevrelerine ve kendilerine ne olduğunu anlayabilme kapasitesine sahiptir. Aynı zamanda her birey kendi kapasitesiyle hayattan ne istediğine karar verebilme yetisine de sahiptir.
Yaşamında ne olacağına herkes kendi karar verir:
Doğduğumuz ilk andan itibaren insanlar bizim üzerimizde bir takım etkilerde bulunurlar. Durumlar, olaylar insanların yaşamlarında benzerlikler gösterebilir. Örneğin birçok kişi işini kaybedebilir, boşanma, ebeveyn kaybı gibi durumlar yaşayabilir. Fakat her bireyin bu durumlar karşısındaki tepkileri farklıdır. Hangi olaya nasıl bir tepki vereceğine kişinin kendisi karar verir. Çevre, insanın ne hissedeceğine nasıl davranacağına, hangi kararları alacağına karar veremez. Tüm bu kararlar kişinin kendi tekelindedir. Kararlarımızı kendimiz aldığımız gibi kararlarımızı değiştirebiliriz de. Geçmişte hatta küçücük bir çocukken aldığımız kararlar yetişkin halimizde bize rahatsızlık verecek durumlara yol açıyorsa farkında olmadan aldığımız kararları tespit edebilir ve bunları bizi rahatsız etmeyecek, belli konfor alanları yaratacak, olayları isimlendirmemizi etkileyecek daha uygun kararlarla değiştirebiliriz.
TA kuramının dayandığı temel anlayış, Eric Berne’ ün hoş bir ifadesiyle özetlenmektedir: “İnsanlar dünyaya prens ve prenses olarak gelirler, ancak daha sonra kurbağaya dönüşürler. Tedavinin amacı da, insanların yeniden prens veya prenses olmalarına yardımcı olmaktır.
Bu prens ve prensesleri yaşamla tekrar buluşturmak için nereden başlamalıyız sorusu sorulduğunda karşımıza kuramın “ego durumları modeli” çıkar.
Yaşadığımız bir günü gözden geçirelim. Savrulduğumuz davranışları ve çeşitliliğini düşündüğümüzde kendimizi bir çocuk gibi davranırken yakaladığımız, çocuk gibi hissettiğimiz anlar oluyor mu? Günün herhangi başka bir anında ebeveynlerimizden birine dönüştüğümüz, onlar gibi davranıp hissettiğimiz oldu mu? İlerleyen başka bir anda erişkin, gerçekçi, objektif ve anda kalabilen bir yetişkin gibi kendimizi yakaladığımız anlar tanıdık mı?
Ebeveyn Ego Durumu: Ebeveyn, insanın kabaca ilk beş yılı olarak kabul ettiğimiz erken yaşlarında, sorgulanmadan kabul edilen, dayatılmış dış olayların beyindeki kayıtlarının muazzam bir koleksiyonudur (Harris,2012).
Bireyin yaşamında karşılaştığı ebeveyn figürlerinin duygu, düşünce ve davranış örüntüleri takımıdır (Akkoyun,2012).
Kişinin yaşamında anne, baba, büyükanne, teyze, öğretmen gibi bakım aldığı, otorite olarak kabul ettiği, modellediği duygu, düşünce ve davranış kayıtlarının tamamı ebeveyn ego durumunu oluşturur.
Çocuk Ego Durumu: Dış olaylar ebeveyn dediğimiz veri bankasına kaydolurken aynı anda küçük çocuğun görüp duyduğu şeylere verdiği yanıtlardan oluşan iç olayların kaydıdır (Harris,2012).
Çocuk ego durumu bireyin yaşamla baş etmek üzere kendi potansiyelini işe koşarken kendisinin oluşturmuş olduğu ve çocukluğundan da izler taşıyan duygu, düşünce ve davranış örüntüleri takımıdır (Akkoyun,2012).
Çocuk, günlük yaşamda ihtiyaçlarının karşılanmasını ilk sıraya koyan bir ruh halindedir. Her durumda içinden geldiği gibi davranır. Mutluysa güler, üzgünse ağlar, kızarsa küser. Çocuk ego durumu, bireyi ayakta tutan temel ihtiyaçların (beslenme, eğlenme, çoğalma vb.) karşılanmasından sorumlu olan ego durumudur.
Yetişkin Ego Durumu: Yetişkin ego durumu şu andaki gerçeğe uygun olan ve diğer iki kategoriden özerk duygu, düşünce ve davranış örüntüleri takımıdır. Çocuk ego durumundan farklı olarak, nesnel verileri işleyerek yaşamda karşılaşılan her türlü problemin çözümüne yönelik yaşantılardan oluşmaktadır (Akkoyun,2012).
Yetişkin olmak demek doğrudan burada ve şimdi tepkisi içinde duygu, düşünce ve davranışları yaşamak demektir (Stewart,2012).
Yetişkin ego durumu, şimdi ve burada olmak demektir. Kişi erişkin bir insan olarak kaynaklarını kullanır. Geleceğe veya geçmişe sıçramadan, yalnızca bugünün verileriyle bir sonuca ulaşır.
TA kuramının temel kavramlarının bilgisine sahip olmak günlük yaşam sorunlarının çözümüne katkıda bulunur. Yaşama başka bir gözle bakmayı, olayları başka bir yönden ele almayı da beraberinde getirir.
Kişi TA, başka bir deyişle işlemsel çözümleme yaklaşımının temel kavramlarıyla kendisini, etrafını, olayları analiz ettiğinde yaşamında tökezlemesine sebep olan taşları önce görür, taşlara takılıp tökezler fakat ismini koyar başka bir deyişle artık o taşların farkındadır. Sonra bu taşlara takılsa da daha çabuk sıyrılır ve devam eder. Sonra bir gün o taşların olmadığı başka bir yolu tercih eder. Bu nedenle TA kavramlarının farkındalığı, gündelik yaşamımızdaki sorunlara başka türlü yaklaşmamıza olanak verir.
Transaksiyonel analizde kişinin içine dönmesi, yaşantılarını, tepkilerini, duygularını yeniden değerlendirmesi ve isimlendirmesi, bu sürecin sonunda da yeni kayıtlar oluşturması bu terapi yönteminin en üst beklentisidir.
“Duygu Şifresi” olarak da anılan bu metod Dr. Bradley Nelson tarafından geliştirilmiştir. Çoğunlukla hem fiziksel hem de duygusal açıdan oldukça iyi sonuçlar vermektedir.
Hiç yaşamamış olmayı istediğimiz olaylar sonucunda hissettiğimiz duygular ( üzüntü, kırgınlık, hayal kırıklığı, korku vb ) vardır. Bu olumsuz duygulara sebep olmuş olaylar geride kalmış olsa dahi gizliden gizliye yaşamımızda sorun çıkarmaya devam ediyor olabilir. Duygu şifresi, bu duyguları bulup onları bedende gizlendikleri yerden çıkarmayı hedefler.
Tutsak kalmış duygunuzun ne olduğu, bedeninizin hangi bölgesinde olduğu (hangi organlarınızı etkilediği), size mi ait olduğu yoksa miras mı kaldığı, size aitse ne zaman oluştuğu, miras kaldıysa kimin duygusu olduğu gibi soruların yanıtı danışanla bulunur. Bu tespit çalışmasının ardından duygu serbest bırakılır.
Pek çok kişi sıkışıp kalmış duygulardan kurtulduğunda daha sağlıklı, daha mutlu ve daha özgür bir yaşam sürdüğünü belirtmiştir.
Hissettiğimiz acının çoğu, içimizde sıkışıp kalmış olumsuz duyguların enerjisinden kaynaklanır. Duygu şifresi; sıkışıp kalmış enerjileri bulup onlardan kurtulmamızı sağlayan güçlü bir metottur.
Hastalıklar, yaşamımızda ya da üst soylarımızın yaşamındaki görülmemiş, kulak verilmemiş, ilgilenilmemiş travmaların bir sonucudur. Bedenimiz öyle muhteşem bir işletim sistemine sahip ki onun programlanma biçimi zaten kendini tamire yönelik. Ne zaman ki duygularımıza kendimizi kapatıyoruz ya da iç dünyamızla bağlantımızı kesiyoruz işte o anda bedenimizin son çığlığı olarak hastalıklar oluşuyor.
Bedenimizin son yardım çığlığı olan hastalıkların ortaya çıkma sebebi görülmemiş travmalar ise travmaları görmek ve çözmek hastalıkları da iyileştirir mi?
reSetting yöntemi bu soruya EVET yanıtını veriyor.
Uzman uygulayıcıların yardımıyla, hastalıkların ortaya çıkma sebebine profesyonel bir yardım alarak bakış açınızı değiştirebilirsiniz.
Travma tarihlerinizin belirlenmesi, tetikleyici olayların tespit edilmesi bile sıkıntılarınızı %50 oranında ortadan kaldırır.
Problemlerinizin tamamen ortadan kalkması içinse travma tespitinin ardından uygulayıcı eşliğinde yapılan çalışmalar etkili olur.
- Yas Sonlandırma
- Bedensel yolculuk
- Kamp ateşi
- Gece konuşmaları bu yöntemlerden sadece birkaçıdır.