Daha fazla bilgi peşinde koşan bir adam bisikletine atladığı gibi yollara düşmüş. İçini keşif heyecanı sarmış, coşkusu sınır tanımıyormuş. Her zaman gittiği yerlerin çok ötelerine uzanmış ve yeni bir yol bulmuş.
Yönünü gösterecek işaretler yokmuş artık burada. Gözlerinin görebildiği ile pedallara asılan ayaklarına güvenmek zorundaymış. Sadece bir sezgiden ibaret olan, artık deneyimin kendisi olmuş.
Yol, geniş bir ırmağın kıyısında son bulduğunda bisikletinden inmiş. Yola devam etmek için her şeyi kıyıda bırakmak, bastığı sağlam yerin güvenliğini terk etmek, kendini kendisinden büyük güçlere teslim ederek akıntıya bırakmak zorunda olduğunu görmüş. Duraksamış ardından geri çekilmiş. Bu onun ilk keşfi olmuş.
Eve dönüş yolunda başkalarına yardımcı olacak pek az şey öğrendiğini fark etmiş. Bu öğrendiği çok az şey de hemen hemen hiç iletilemeyecek şeylermiş. O sırada aklına onu, çamurluğu takırdayan başka bir bisikletlinin takip ettiği gelmiş. Ona “Hey çamurluğun takırdıyor!” diye bağırdığını, diğerinin ne dediğini anlamadığını, daha da yüksek sesle “Çamurluğun diyorum, takırdıyor diyorum!”.
Diğerinin ise “Seni işitemiyorum, çamurluğum takırdıyor da…” diye yanıt verdiğini.
Onun kendisinin bu yardımına hiç de gerek duymadığını fark edişini düşünmüş. İkinci keşfi de bu olmuş.
Kısa bir süre sonra yaşlı bir öğretmene sormuş: “Başkalarına yardım etmeyi nasıl başarıyorsun? Danışmak için pek çok insan geliyor sana, onların işlerini pek az bilsen de kendilerini daha iyi hissederek ayrılıyorlar yanından.”
“Eğer biri, diye karşılık vermiş öğretmen cesaretini yitirip yola devam etmek istemezse sorun nadiren bilgi eksikliğidir. Asıl sorun, cesaret gereken yerde güvenlik istemek, zorunluluğun seçenek bırakmadığı yerde de özgürlük peşinden koşmaktır. Böylece kişi olduğu yerde döner durur. Bir öğretmen merkezini bulur ve yelkenlerini açan bir geminin rüzgârı beklemesi gibi yardımı olacak bir sözcüğün gelmesini bekler. Yardım isteyen biri geldiğinde öğretmen, ziyaretçinin kendi gitmesi gereken yerde beklerim. Eğer bir yanıt gelirse her ikisi için de gelir. Çünkü her ikisi de dinleyicidir.” Ve eklemiş: “ Merkezde beklemek çaba gerektirmez.”
Alıntıdır…